Skip to main content

Posts

Sıkıldığınız oluyor mu?

 Sizinde sıkıldığınız oluyor mu insanlardan, doğadan, hislerden ve hissizlikten. İzlediğiniz insanların davranışlarından, anlamsız hareketlerinden hiç kimse ile oturup gerçek bir sohbet edemiyor olmaktan.  Küfürsüz konuşamayanlardan, kendilerini ifade edemeyenlerden, güzellik ve makyajdan ibaret olanlardan, pohpohlanmadığında o ortamdan uzaklaşanlardan ellerindeki tek yetkinlik moda tasarımının esiri olanlardan..  Ülkemdeki cahalete kapılmış sürüden, yıllardır süren koltuk sevdalılarından ve bunu göremeyen halkın içinde yaşıyor olmaktan tek ufku alacağı bir ev, belki araba olandan tüm dünyayı yaşadığı şehirden ibaret sananlardan.. Dedikodusuz yaşayamayan ve birilerinin arkasını konuşmayı bıraktığı an kelam edecek lafı olmayandan. Sahte gülüşlerden çıkarcı olanlardan, yapmacık ve rol yapanlardan kendi çapında oyuncu olanlardan..  Kendini kendince sebeplerden kullandıranlardan, aslında yaşamıyor olanlardan, dışı parlak boyalarla kaplı ama içi simsiyah kir tutmuş olanlardan..  Aslında det
Recent posts

Bazen

 Bazen sevdiklerin düşman düşmanların dost olur. Aslında sebebi sensin dostu dost edinen düşmanı da düşman belleyen. Bunun için üzülemezsin! Kimseye de bir öfke kin beslememelisin. İnsanoğlu kendi seçimleri yüzünden bir başkasına kinlendiginde insan olmaktan çıkar. Yaşamak zorundayız millet. Hepimiz müthiş bir tasarımın en kötü varyasyonuyuz. Kimilerimiz çıkarcı, bir başkasına ihtiyaç duyan, parası olmayan, fikri olmayan olmayanlar listesine bin tane şey yazılabilir ama lügatta şey diye bir tanım yoktur. Vardır ya efsanevi bir söz "Herkesin bir ruh eşi vardır" Buna inanmayın. Çünkü her bulduğunuzu düşündüğünüz de sizi yıkacak olan sihirli ve zehirli cümle budur. Bulduğumu sandım dersiniz. Sizi izleyenler elbet olur. Yaşantınız belki iyi belki kullan at misali ama yaşam daha fazlası. Küçük insancıkların tavırlarını asla umursamayın. Ben izleyen değil izlenen oldum. Herkes sırtındaki yükleri ortaya dökse yargılayan değil yardımcı olan oldum. Ama ne fayda.. İyi olmanın kötü sonu

Zamanın getirisi

 Ah blog.. Bazen eski bir dost bazen eski bir düşman olursun benim için, lakin ben hep galip geleceğime inananım kendiyle olan bir savaşa.  Yılların kattığı ve aldığını düşünürsem ne benden bir şey aldı ne kattı. Plan yapan insanları izledim, idealleri için çabalayanları ama yaşam bir matematik olmadı hiç. Ne kesinliği vardır ne kestirilebilir bir yanı. Bunun bilincinde olan çok az insan olsa da bunun karmaşasında kaybolmuş tarafta bulunmayı tercih ettim hep. Yazmak güzel okumak da öyle ama anlayanı arar tüm yazarlar. Henüz kendini tanımamış yargılamamış insanların fikirlerine ihtiyaç duyarız ya bu en kötüsü.. Hey merak etme sende aynı kefedesin:) Anladığını sandığın her bir insan ya seninle benzer geçmişe sahip yada sen egoistsin. Çünkü ben hep en anladıklarım ve tanıdıklarımda yanıldım. Eminim ki hepimiz öyleyiz. İyi hislerin fikirlerin çıkarsız ilişkilerin bir anlamı olmadığını ne yazık ki bir süre sonra kabullenmek zorunda kalıyoruz. Ben bu saçma düzeni bu zihmimle ne anlayabildim

Zamanı geldi mi?

 Geçen zaman.. Çok şey kattı. Sorun şu ki bende ne kaldı? İnanç, istek.. sanmıyorum. Hayatında ki her bir an herşeyi kaydeder ya ben hep kaybeden taraftayım. Bilmek keyif vermiyor sonu bilinen hikayeleri. Kimse keyif vermiyor çocuksu hisleri benimseyenleri. Ülkemde ki her bir insan sanki 16 dan çıkmış gibi kimse bilmiyor değerini. Artık sıkılıyorum değer verilenleri düşündükçe, gördükçe. Parayı verdikçe böyle olmamalı bu düzen. Sokakta gezen insanları izliyorum lafta çaresizler.. Biri için onları kullanlar. Bu mu doğru olur olan? Bu mu yaşam? Artık anlamak istemiyorum ve düşünmek sadece uyumak istiyorum. Ve mümkünse düşünmemek. Yoruldum. Bu bir blog değil bir dip not. Hey bu insanın artık dip sesi. Yordu dünya onu yıllarca ve onu anlayan olmadıkça 😿

2 yıl sonrası

 Ah hayatım ve geçen yıllarım.. Sizlerden özür dileme hakkına sahip değilim çünkü kendime ve size yaşattığım her bir sonucun sebebi benim. Kendi tercihlerim. Ne diğerlerinin inandığı kaderi suçlayabilirim ne kendimi. Ben artık bunu sizin gibi çelişki gibi görmem. Muzicevi planların esiri gibi kendimi tanımlamam. Sözlerimden anlam çıkartmalarını beklediğim insanların ergenlik dönemimde inandığım gibi saf insanların artık var olduğunu sanmam.. Şunu bilirim, öylesine yaşayan insanların böylesine karşına çıkanların çektiği acıları ve hatalarını bilirim ve bunu zerre umursamam. Beni artık kim anlar? Kim neye kanar? Kim aslında gerçekten olduğu kişidir? Bu soruların cevabı beni ilgilendirmez. Ve ben bu yüzden kimseyi umursamam. Tıpkı sizin gibi.. Mutluluk peşinde koşmam sizin gibi.. Kimseye derdimi anlatamam çünkü hiç bir dertsiz beni anlamaz.. Ve hic bir çıkarı olmayan da sizi anlamaya çalışmaz.. Eh bunlar bildikleriniz, peki bilmedikleriniz? Güçlü olduğunu sananlar en güçsüz olanlar değil

Anlıyor musun?

Bu bir hikaye değil bu benim. Olduğum kişiyi bir an bile beğendiğimi söyleyemem özellikle geçmişimde ki ben ile kıyas edersem. Lakin geçmişte kalan anılar dışında çok da alakam kalmamış bugündeki kendimle. Uzun bir süre kabullendim bu duruma kendim kendime yeterim fikrine kendimi de ikna ettim dört yıl boyunca. Hiç istemezdim yalnız kalmayı ancak hayat kime istediğini verdi ki? Yada kim istemekten vazgeçti. Bir süre bir şey istemeyi bırakan insanlardan birisi olabilirsiniz bende sizin gibiydim eskiden ancak bu durum sürekli o şekilde ilerlemiyor. Bir gün kafanızı yastığa koyunca başlıyor tamamlanmayan düşünceler. Kötü bir geçmişte bir çok suçlu bulunur o anılarda bazılarının siz bazılarının başkası olduğu günah keçileri.. Sonu gelmeyen günah keçileri dedim çünkü ben kendi adıma konuşursam bir konu da bazen suçladığım karşımda ki olsa da bazen de aynı olayda suçlu olan kendimdim. Yani sorguyu yaptığımız zamanda ki düşünceler bizi düşündüremeyen etken oluyor aslında. Evet bunun fark

03:36

Farkındalık kullanımı güç bir yeti. Beni daha iyi biri yapar diye düşünürdüm sanırım daha önceden bu konuyu düşünebilseydim. Daha yalnız yaptı. Aslında hiç yalnız olmak istemediğimi istediğim zamanları hatırlarım, silik silik anılarda. Geçmişimde berbat anılarım var mucizelerin yanında. Bir hayatı oluşturan durumların içerisinde iyi kötü komik rezil durumlar olur ya içimde bir yerde bunlardan soyutlanıp kendimi bulmak istediğimi düşünürüm günün çok az bir kısmında. Geçmişte beni daha iyi birisi haline getirecek her hangi bir konunun aslında bir başkaları ile yarışa girmek olduğunu fark ettim uzun bir süre önce. Ben kimseyle bir yarışta değildim. Uzun bir süredir kendimi kaybettiğimin farkındayım. Kendimi bulmaya çalışırken kendimin nasıl olduğumun unuttuğumun da farkındayım. Tutamayacağımı bildiğim sözler de verdiğim oldu. İnsanlara hayvanlara ve yaratana. Aslında bunlara aklım takılmıyor, sadece yapabileceğim sözleri yapmıyor oluşumu anlamış değilim. İstediğin her şeyi elde ettiyse